TASARIM - 2

Tasarım  aslında yeniden ele almak olarak düşünülebilir ve çeşitliliği karşılaştığı problemler ile ihtiyaçlar kadar değişken olabilen düşünsel ve pratik bütüncül bir eğilimdir.

Her bir problem klasik çözümlerin dışında alternatiflerinin doğmasını sağlayan tasarım besinleri aslında. Bu insanların düşündüğünün aksine sadece bizlere has bir özellik değil. Doğanın her parçasında muhteşem çözüm önerileri ve tasarım harikaları görmek mümkün.

Bizlerin özelliği ise görsel düşünce tekniğini kullanmak, bu bizlerin ilkel dürtüsüdür. Bebeklere bakarsak, buldukları ilk fırsatta bir kalem alıp çizmeye renklerin ve formların dünyasına girmeye çalışırlar. Avcı hayvan bebeklerinin, oyun oynarken avcılık yapma pratikleri gibidir. İnsan bebeği, kendini dünyanın tasarım harikası yaşamına hazırlıyordur. Tabi günümüzde o bebek büyürken şehirleri ve insan tarafından üretilmiş yapılı çevreyi görerek büyüyecek ve görsel dünyası sınırlanarak, beslenemeyecek ve çelimsiz kalacaktır.



Bizler bebeğin bu hareketini genellikle anlamsız bebek eylemi oldunu sanarak bir çok konuda olduğu gibi üstünde fazla düşünmeyiz. Oysa bozulmamış orijinal insan canlısının en iyi analizi yine insan bebekleridir. Onların dünyası renkler, formlar ve inovasyon ile dolu zengin bir karmaşadır.

İnovasyon diye tutturduğumuz şu günlerde, kimsenin aklına tasarım odaklı düşünce metotları gelmez. İnovasyon, yeniden ele alınıştır. Yani bir keşif değil, tekrar düzenleme ve amacına uygun gözden geçirme, dönüştürme işidir. Eldekini kullanarak yenilikçi çözümlere ulaşmaktır.

Bir konuda görsel ve tasarım odaklı düşünme yöntemlerini kullanacaksak, işimiz oldukça zordur. Atacağımız ilk adım samimiyettir. Türkiye’de bizlerin başarısız olmasının en önemli sebeplerinin başında da bir çoğumuzun samimiyetsizliği gelir. İnsanlar genellikle samimi olmadığı için tasarım odaklı düşünemez ve problemlere çare bulmak yerine daha fazla problem üretir.

Samimiyet, gerçek ihtiyaç ve isteklerin dile getirilmesidir. Birilerinin kırılmaması için susan bir zihin samimi olamaz, samimiyet zevklerin ve taleplerin özgürce ifade edilmesidir. Bu bilmezliğin ve  yetmezliğin de ifade edilmesi gerçeğidir.
Genellikle bizde bilmeyen adam yoktur, herkes bilir, hem de her konuyu bilir, fikir sahibi olmakla bilgi sahibi olmak karıştırılmıştır. Anlamadım diyen bir insana da rastlayamazsınız, hepimiz çok hızlı anlarız. İki tip halinde insana yaşamda oldukça sık rastlarız. Bir bölümümüz her şeyi bilir, çok hızlı anlar, siz giderken o geliyordur. Ne söyleseniz bu tipler o söylediğiniz her ne ise yıllar önce onu yiyip içmiş bitirmiş hazmetmiştir.

Diğer tip ise hiç bir şeyi bilmiyordur. Onlar anlamazlar, kafaları çalışmazlar, biz cahiliz der hiç bir şeyle ilgilenmez, yediği yemek öleceği güne kadar önünde olsun ona yeter.

Bu iki tipe de laf anlatmak, mümkün değildir. Konuşmanın süresi ve yöntemi sonucu etkilemez. Biri ne bildiği ile ilgilenmezken diğeri ne bilmediği ile ilgilenmez. İlgi açısından sonuç değişmez.

Bu sebepten dolayı tasarımcılarda işlerini yapmakta oldukça zorlanırlar. Tasarım odaklı düşünme biçimi belirli kimselere has, gökten zembille düşmüş bir yetenek değildir. Bir düşünme metodudur. Sanatçılıkla, tasarımcılıkla ilgili olmak zorunda değildir. Herkes bu düşünce metodunu kendi yaşantısında uygulayabilir. Bir problem yada soruna yaklaşmanın yöntemleri vardır. Bunlardan ilki ve en önemlisi empatidir.

Empati yargı ve sorgulamaya girmeden sadece karşı tarafı dinlemekle başlar. Amaç yönlendirme ve çözüm bulma değil tanışmadır. Bu tanışmanın oranı ve süresi ortaya atılacak çözümün ya da fikrin kalitesini doğrudan etkiler. Empati kurmanın ileri bir derecesi karşındaki gibi hissetmek, görüş ve ihtiyaçlarının gerçekliğine inanmak ve onun bulunduğu şartlara hakim olarak ona hak vermektir. Haksız olan bir problem yoktur. Bu bir fabrikada çıkan ekeltrik kaçağı için de aynıdır. Aşırı yüklenme, yanlış kullanım, ya da kötü işçilik gibi gerçek olan haklı sebeplerden yanmaya başlayan bir kablo vardır. Kabloyu suçlayarak ya da doğası dışında davranmasını bekleyip yanmamasını söyleyerek bir yere varılamaz. Aynı yöntem insanlar için de değişmez. Empati kuramama ülkemizde oldukça sık yapılan bir yanlıştır. Bunlardan en ortada olanı, önceleri batı kültürü empoze edilmeye çalışılan ve başlarılı olmayan uygulamaların tamamı ile günümüzde arap kültürü empoze edilmeye çalışılmasıdır. Yaşam dinamikleri değerlendirilmeye alınmadan uygulanmaya çalışılacak her yöntem kısa sürede etkisini yitirir ve yok olur. Empati aynı zamanda ilişki kurma ve inanma ile de alakalıdır. İnanç yapılacak işe, işin yapıldığı kişiye ve getirilen çözüm önerisine de inanmayı gerektirir.



Doğru bir tanışmadan sonra bütünsel bir profil oluşturulabilir. Fazlalıklar atılıp yaklaşım yalınlaştırılır. Zortlukları tespit edilir, aşamaları belirlenir, aşamaların sonuda varılabilecek hedef bulunur ve yol haritası çıkarılır. Bir evin inşa sürecinden, bir halk oylamasına kadar işin ne olduğunun bir önemi olmaksızın bu basamaklar uygulanır. Bu aşama tanımlama aşamasıdır. Hiçbir şeyi tanımadan tanımlayamayız. Siyasi partilerin anket çalışmaları buna en iyi örnektir.

Artık elimizde yol haritası belirlenmiştir ve o yolda yürüyeceğimiz yol arkadaşımızı tanıyoruzdur. Yolda karşılaşmamız muhtemel zorlukları da önceden kestirebiliriz. Tüm bu verileri önümüze koyarak fikir bulma aşamasına geçebiliriz. Fikirler ancak böyle bulunur. Şarap eşliğinde, mum ışığında ancak müşterinize ya da sorununuza kur yapabilirsiniz. Tasarım yapmak fantastik ve romantik süreçleri içinde ne yazık ki barındırma. Bilimsel ve psikolojik bir çok süreç ve süzgeci vardır.

Elimize aldığımız fikirlerimizi masa başında oturup birbirimize anlatarak paylaşmamız o fikirlerin doğru olduğu anlamına gelmez. Elimizdeki tüm verileri kullanarak bulduğumuz fiklirleri ayağa kaldırmamız gerekir. Çeşitli maket çalışmaları, çizimler, görsel sunumlar, storyboardlar ile geldiğimiz aşamanın ete kemiğe bürünmesi gerekir. Uygulaması yapılamayan bir fikir ya da tasarım zaten tasarım da değildir, fikir de. Bu aşama prototip aşamasıdır. Uygulama aşaması tüm çalışmanın bir kez daha süzgeçten geçtiği bir aşamadır. Fazlalıklar atılır ve konuya daha derinden odaklanma sağlanır.

Son aşama ise elle tutulur hale getirdiğimiz ve çok sevdiğimiz işimizi sahaya çıkarmaktır. Ürettiğimiz fikrin ya da nesnenin çalışabiliriliği burada sorgulanır. İyi bir ürün sağlıklı bir uyum ile çalışan bir üründür. Son kez sorunların gözden geçirildiği, eksiklerin ve eklemelerin tespit edildiği aşama yorucu ve sinir bozucu olabilir. Bu aşamadaki bir değişiklik süreci baştan başlatacaktır. Tembellik yapıp işten kaçma aşaması bu aşamadır. Tüm aşamalardan sağlıklı bir şekilde geçmiş iş artık bütüncül olduğundan son aşamadaki işten kaçmalar genellikle farkedilmezler. Ancak süreç içinde mutlaka arıza verir ve sistemin doğru çalışmamasına neden olurlar.

Tasarım eyleminin sadece düşünce metodunun ana başlıkları bunlardır. 

Melih Aşanlı

Yorumlar

Popüler Yayınlar