Doğadan Ağaç Kesebilmek.
Bana en çok sorulan sorulardan biri ağaçları
nasıl kesebileceğimiz.
İstek üzerine ormandan nasıl ağaç kesilir
başlıklı bir konu yazıyorum. İlk önce, ormandan ağaç kesemeyiz. Aslında
kesebilseydik, ormanımız kalırmıy dı bilmiyorum belki de kalırdı korktuğumuzun
aksine. Çünkü yüz yıllardan beri orman
köylüleri ihtiyaçları kadar ormanlardan ağaçları kesiyorlar ve ormanların
azaldığı falan yok. Üstüne birde gelişmiş ve çoğalmış durumdalar. Tabi ki ne
zamana kadar, ormanların sanayi kuruluşları tarafından kullanılmasına kadar.
Uzun yıllardan beri orman köylüleri ile birlikteyim. Onlar bir ağaç keserken
aynı zamanda bakım yapmak gibi bir hassasiyetlere sahipler. Çünkü ormanı
yaşamın kaynağı ve evi olarak görüyorlar. Çobanlık yaparken rastladıkları
ağaçların budamasını yapıyor, kırılan dalları temizliyor, ormanı bunaltmış
sarmaşıkları ayıklıyorlar. Sanırım bu orman ile insanın kurduğu kadim ilişkiden
beri böyle. Ama kağıt fabrikaları, kereste ve yonga sanayisi için maalesef aynı
şeyi söyleyemeyeceğim. Henüz bu yaz kilometrekarelerce alanı burnumuzun dibinde
dev makineler ile dümdüz edip, çıkan tüm ağaçları yerinde talaş haline
getirdiler. Dünyanın şimdiki sistemi bu.
Peki biz ağaçlarımızı nasıl keseriz. Öncelikle
kendi arazimiz varsa bir kısmını orman olarak muhafaza edip yada ağaçlandırıp,
yıllar sonra ihtiyacımız kadar kesebiliriz. Eğer böyle bir imkana sahip
değilsek, orman köylerinde ağaçların büyümesi için ayrılmış tapulu araziler
var. Bu araziler periyodik olarak mangal kömürü yapmak maksadı ile satılıyor. Bu
işleme tapulu kesim denilir. Ormana dilekçe verirsiniz, resmi bir takım
işlemler vardır. Orman kesim yapılacak yeri gelir ölçer ve izin verir. O saatten
sonra dilediğiniz gibi o arazi üstünde kesim yapabilirsiniz. Arazi üzerinde muhtemelen sadece meşe ağaçları
vardır. Buda işin başka sıkıcı bir yönü.
Tüm bunları bir kenara bıraktığımızda ve kesim
kısmı ile ilgilediğimizde, öncelikle ağacı ne işte kullanacağımız önemlidir.
Her ağaçtan maalesef her ürünü üretemeyiz. Yapı işlerinde kullanılacak
ağaçların içerisinde öz bulunması gerekir. Öz kısım ne kadar kalın olursa ağaç
o kadar sağlam olacaktır. Mesela kızıl meşede yoğun öz varken, ak meşede yoktur
sadece odun olur. Arazide gezerken kesilecek ağaç seçilir. Uzunluğu,
kabuklarının soyulmasından sonra kalacak kutur kalınlığı, dallarının nerede
başladığına bakılır, çünkü dallar budaklardır ve zayıf halkaları oluştururlar.
Ağacın eğri olması genellikle bir
dezavantajdır. Düzeltmek için çok zaman ve malzeme israf edilir. Eğer
aradığımız ağacı bulduysak, sıra kesim şartlarının uygunluğuna gelir. Ağacın nerede olduğu önemlidir. Eğimli bir
yamaç işi zorlaştıracaktır. Bölgenin rüzgar alıp almaması da önemlidir.
Çevresinde ağacın güvenli yıkılabileceği bir alan olmalıdır ve yıkılarken başka
bir ağaca zarar vermemelidir. Ağaçların dalları kavak haricinde ekseriyetle
lodos istikametinde uzar. Poyrazın soğuk esintisini onlar da bizler gibi çok
sevmezler. Bu yüzden ağacın poyraz tarafı daha ağırdır ve o tarafa düşme
eğilimi vardır. Fakat arazinin eğimi, esen rüzgar, ağacın eğriliği her şeyi
değiştirebilir. Değiştirmediğini varsayarsak ve işin en adabına göre hareket
etmek istersek, öncelikle sonbahar sonlarında yani ağacın suyu neredeyse
tamamen çekildiğinde ve yaprakları döküldüğünde ağacın tepesine tırmanarak tepe
kesimi yapılır. Bu arada kesim motoru veya balta ile ağaç kesmek, ciddi bir
iştir ve profesyonel deneyim ile bilgi ister. Orman kazaları hayati tehlike
taşırlar. Bence bir bilen ile çalışılmalı, kimse kendini tehlikeye atmamalı.
Öyle bir kaç satır ile anlatılabilir bir işten maalesef bahsetmiyorum.
Tepe kesimi yapılan ağaç bir iki ay daha kendi
haline bırakılır. Kış mevsiminde ormanın uygun olduğu balçığın çamurun ve yoğun
karın olmadığı bir ara ağacın kesimi yapılır. Olabildiğince dipten en az
sarfiyat olacak şekilde kesmek için ağacın dibi çalı çırpı ve taşlardan çapa
ile ayıklanır. Ağacın sıvaması yapılıp işi engelleyecek dallar çevreden
uzaklaştırılır. Devrilme aşamasında kaçmak için bir kaçış yolu planlanır,
rüzgar ve diğer etkenler gözden geçirilir ve salavat getirilerek ağacı kesme
işlemine başlanır. Eğer ağaç çok büyükse macera da büyüyecektir.
Kesilen ağaç dalların temizlenir ve kendi
dallarından yapılan takozların üstüne oturtulur. Takozlar orman yüzeyinden
ağacı en az 35-40 cm. yükseltilmelidir. Toprakta kalan ağaçlar çürür yada
böceklenirler. Ağaçlar tüm kışı ormanda takoz üzerinde geçirirler. Yağan kar ve
yağmur ağaç kabuğu ile odunu arasında bir boşluk yaratır kabuk soyma işleminde
geç kalınırsa kabuk kuruyacak ve soyulması çok zorlaşacaktır.. Kış sonu bahar
gelmeden daha havalar soğukken gidilip sökü demiri yada yontma baltası ile (ben
balta yada tahra kullanıyorum.) Kabukları soyulur ve oradan uzaklaştırılır.
Ağacın altı temiz olmalı. Bahar yağmurları ve hatta son karlar ağacı iyice
yıkamalı. Bu arada eğer ağaç açık alanda ise güneş kütüğümüzün çatlamasına
sebep olacaktır. Tüm ahşaplar gölgede ve serin bol rüzgar alan yerlerde
kurumalıdır. İlk baharın ortalarında
yada mevsime göre sonlarında havalar çok ısınmadan, ağaç zincirle traktöre
bağlanır ve sürüklenerek atölyeye taşınır. Orada en az 60’lık bıçkı ile kaba
kesim yapılır. Eğer kereste değil azman gibi büyük ebatlı taşıyıcı isteniyorsa
balta ile yontulur. Yontulan yada biçilen kereste gölgede yerden yine
40cm.civarı yüksekte kurumaya bırakılır. Kereste istifi çok önemlidir. Yanlış
istiflenmiş kereste mutlaka ya döner, ya burulur yada çatlar. Ağaçlar kesit
alanlarından daha hızlı kururlar. Yani kerestenin iki başı çabuk kurur. Buralar
hızlı kuruduğunda çatlama yapar, başları boyanarak bu önlenebilir. İstiflemede
sandık istif en makul istifleme biçimidir. Yaz ayı çatlama ve eğrilme için en
tehlikeli aydır. Serin kuru ve rüzgarlı alanda doğru istiflenmiş ağaçlar bir
yıl sonunda %12 civarında hava kurusu diye tabir edilen nemlilik derecesine
ulaşırlar. Bu nem dış cephe çalışmaları, yapı çatkısı, ve diğer yapı parçaları
için yeterlidir. Mobilya için ağaçların iç mekan ısılarında dayanmaları ve daha
kuru olmaları gerekir. Hava kurusu bir kereste ile güzel bir dolap yapıp
evinize koyduğunuzda, ilk kış yanan soba ile malzeme %6-7 nem oranlarına kadar
nemini atacak, dolayısı ile çalışacak, çatlayacak, eğrilip bükülecektir.
Mobilya yapımı için fırın kurusu kerestelere ihtiyacımız var. Eski marangoz
atölyelerine sobanın makul bir uzaklığında mobilya için bekletilen keresteler
kullanılırdı. Soba ile kereste kurutmak tecrübe isteyen ve uğraştırıcı bir
iştir. Soba sanayi fırınları gibi homojen bir ısı yaymadığından kerestelerin
dengesiz kurumasına ve çok deforme olmasına sebep olacaktır. Soba sürekli yer
değiştirmeler ve çevirmeler gerektiren bir kurutma yöntemidir. Ağaçların
kesilme ve depolanma kısmı ön bilgi olarak bu kadar. Pratik eğitim yada deneyim
olmadan uygulama aşamasına geçilmemesi gereken işler olduğunu hatırlatmak
isterim. Aslında bu yazıda hangi ağaçla ne yapılması gerektiğini de yazmayı
planlıyordum ama konu uzun sürdü.
Yorumlar
Yorum Gönder